þriðjudagur, 11. desember 2007

Njósnavélin


"Dünyanın yaratıldığı büyük boşluğun eğlenceli olmayan kısmı kırmızı bir karanlığa dövülmüştür ve bu kızıl karanlığın çocukları acı ve hüzün adına ne varsa boşluğun diğer yanında doğanları uzak tutmak için hayata gelmişlerdir. Doğumda seçmediğiniz tarafın oyuncuları olarak size verilen rolleri kabullenmek ve bunlar hakkında düşünmemek en önemli görevlerinizdir."
İşte bu kızılın kızlarından birisi, buzun neden soğuk olduğunu düşündüğü gün aklını taraf değiştirmeye teslim etti. Hayatta her şeyin cevabı sesteydi, ve sesten "boşluğun içindeki hareketi, serbest düşüş^ün kuralsızlığını" ona anlatmasını istedi. Njósnavélin yaratıldı, soru en büyük soruyla cevaplandı. Dağlandık.

Pastel kaldırımları ve sessiz yağmurlarıyla canlılığını yitirmiş bir şehrin, ölümden de beter bakan insanları arasında yaşıyorum ve kaçınılmaz olan yaşam sonu düşüncelerimde önüme her seferinde yeni bir kitap açabilmeyi başaran çok az sayıdaki seslerden birisi njósnavélin. Bir an rüya oluyorum, başka bir zam^an düşleniyorum. Gerçekten kopmaya mı sevdalıyım yoksa kapanın dişleri çok mu sıkıyor beni bilmiyorum. Şöyle bir geriye çekilip oynamaktan bakmaya fırsat bulamadığım dünya oyununu görüyorum, hamleleri düşünüyorum, kazanmıyor ve kaybetmiyorum. Njósnavélin^e girdiğimde, hiçbir şeyin önemi kalmıyor ve ben bu boşlukta kendimi hiç olmadığım kadar gerçek hissediyorum. Hiç beklemediğim kadar adam oluyorum..

you sigh alone..

Engin ummæli: